Keşfet

Göç eden hayvanların destansı yolculuklarına dalın, ölüm kalım mücadelelerini ve hayatta kalma taktiklerinin ardındaki bilimi ortaya çıkarın.

Irak'ta öldürüldüğü tahmin edilen bir Amerikan askeri, kaybolduktan 8 yıl sonra geri döner. Ancak eve dönüş sevinci sona erdikten sonra, onun gerçekten bir Amerikan kahramanı olup olmadığı ya da bir terör saldırısı planlayan uyuyan bir hücrenin parçası olup olmadığı konusunda şüpheler ortaya çıkar.

Yeryüzü, hayat gibi doğal tarih belgesellerinden yola çıkan İnsan, doğal dünya ile insanın inanılmaz uyumunu kimi zaman da birbirlerine meydan okuyuşlarını gözler önüne seriyor. Dünya Gezegeni ve Yaşam'ın izinden giden bu destansı sekiz bölümlük gişe rekorları kıran film, insanlık ve doğa arasındaki şaşırtıcı, karmaşık, derin ve bazen zorlu ilişkinin nefes kesici bir kutlamasıdır. İnsanlar, gezegendeki en başarılı türler olan nihai hayvanlardır. Donmuş Kuzey Kutbu'ndan buharlı yağmur ormanlarına, geniş okyanuslardaki küçük adalardan kavrulmuş çöllere kadar, insanlar uyum sağlamanın ve hayatta kalmanın olağanüstü yollarını buldular. Bunu muazzam cesaretimizi ve yaratıcılığımızı kullanarak başardık. Her bölüm belirli bir yaşam alanına odaklanıyor ve insanlarının aşırı zorluklar karşısında nasıl şaşırtıcı çözümler ürettiklerini ortaya koyuyor.

Bu belgesel dizisinde, bu ıssız bölgelerin her yerini dolaşacağız. Hem kuzeye hem de güneye. Tüm bu harikalara belki de son kez tanık olacağız ve her şeye rağmen hayatta kalma mücadelelerinin sıra dışı örnekleri ile gezegenin başka hiçbir yerinde bulunmayan örneklerini keşfedeceğiz

İkiz kardeşler Dipper ve Mabel Pines'ın aileleri yazın Dipper ve Mabel'ı "Harika Amca Stan"in yanına Gravity Falls, Oregon'a gönderirler. Stan, "Gizemli Kulübe"de yaşamaktadır ve çalışmaktadır; ama Dipper ve Mabel gerçekten çok garip şeyler olduğunu bilirler ve anlaşılmadık kasabada kendi yollarını bulmak için birbirlerine güvenmek zorundadırlar. Dipper'ın ormanda bulduğu günlükle işler daha da tuhaflaşır.

Viking kahramanı Ragnar Lothbrok’un, ileriyi göremeyen, yetersiz bir lidere meydan okuyarak Norse sınırlarını nasıl genişlettiğini seyrettiğimiz gerçekçi bir dram.

Berlin, 1941. Beş arkadaş Avrupa’nın çehresini ve kendi hayatlarını değiştirecek bir macerada kahraman olmak istemektedir. Wilhelm savaştan çok edebiyata ilgi duyan hassas bir hayalperest olan küçük kardeşi Friedhelm ile doğu sınırına gider. Doğu sınırındaki Wehrmacht’ta çalışmayı dört gözle bekleyen hemşire Charlotte ise Wilhelm’e aşıktır. Greta hayalleri olan yetenekli bir şarkıcıyken, Yahudi erkek arkadaşı Viktor ailesini Almanya’dan ayrılmaya ikna edememiştir. Friedhelm zaman içinde ruhsuz bir ölüm makinesine dönüşür. Wilhelm birlğinden ayrılır. Charlotte’ın Nazi ideolojisi Alman ordusuna yardım eden Yahudi bir hemşireye ihanet edince yıkılır. Greta kendisini bir SS subayına satarak Viktor’un kaçmasını sağlar. Milyonlarca kişi onlar gibi kahraman olmak istemiştir ama hiçbiri savaşın onlara neler yapabileceğini düşünmemiştir.

Afrika, dünyanın en vahşi kıtası. David Attenborough, bizi dünyanın en çeşitli yerlerinden birinde hayranlık uyandıran bir yolculuğa çıkarıyor. Çölleri, savanları ve ormanları ziyaret ediyor ve Afrika'nın şaşırtıcı vahşi yaşamından bazılarıyla buluşuyoruz.

Kendinizi birkaç santim boyunda duran olağanüstü karakterlerin hayatına bırakın. Sincaplardan farelere, Gizli Krallıklar evi diyen yaratıklar tarafından eğlenin ve büyülenin.

Sunuculuğunu ünlü astrofizikçi Neil deGrasse Tyson’un üstlendiği bu belgesel serisi, Carl Sagan'ın 1980'deki "Cosmos: A Personal Journey" adlı belgeselinin modern bir yeniden yapımıdır. Belgesel, evrenin başlangıcından günümüze kadar olan süreçte, astronomi, fizik, biyoloji ve diğer bilim dallarındaki önemli keşiflere odaklanıyor. Her bölüm, izleyicileri farklı bir tema etrafında yönlendirerek, insanların evrendeki yerini ve doğanın işleyişini anlamalarına yardımcı oluyor. Bilimsel teoriler, tarihi figürler, uzay yolculukları ve doğa olayları gibi konular, görsel efektlerle desteklenen etkileyici anlatımlarla sunulmaktadır. "Cosmos", sadece bilgilendirici bir belgesel olmanın ötesinde, insanlığın merakını, bilimsel düşünceyi ve evrensel soruları teşvik eden bir yapım olarak dikkat çekmekle kalmıyor. İzleyiciyi düşündüren, ilham veren ve bilime olan sevgiyi alevlendiren bir deneyim sunarak, evrenin karmaşık yapısını keşfetmeye davet ediyor.

Dizi, Vikingler tarafından büyütülen, sonrasında kralları Büyük Alfred ile oğlu Edward için kalkan duvarları ve kan, intikam içerisinde Alfredin İngiltere diye adlandırdığı krallıkları tek bir bayrak altında toplama rüyasını gerçekleştirmek için hizmet eden bir savaşçının hikayesi anlatılıyor.

Gelibolu cephesinde verilen kayıpların 100. yılı anısına Avusturalyalılar tarafından hazırlanmış 7 bölümlük bir mini dizi. Avustralya’nın en büyük bağımsız prodüksiyon ekibi Endemol Australia tarafından 3 aylık bir zaman dilimi içerisinde çekilmiş. Hikayeyi bu kez 4 sıkı arkadaşın cephede yaşadıkları üzerinden izliyoruz. 8 ay sürecek bu mücadelede gencecik bedenlerin kumandanların kibri uğruna nasıl harcandığını, daha büyüyemeden nasıl da kendilerini savaş meydanında bulduklarını, gerçeklerle yüzleşmelerini, tereddütlerini, korkularını, ülkeleri uğruna gerçek birer asker olma çabalarını, kısacası onlarla birlikte gencecik yaşta cepheye gitmenin nasıl bir şey olduğunu görüyoruz. Başından sonunu biliyor olsak da hikayeyi Avusturalyalıların bakış açısıyla izliyor oluşumuz diziyi izlenir kılıyor. İçe gerçekten oturan, başarılı Türk-Anzak sahnelerine bol bol yer verilmiş

Doron, Filistin bölgesinde gizli operasyonlara katılmış olan ve anti-terörizm biriminde çalışan eski bir İsrail askeridir. Panter kod adıyla bilinen Abu Ahmad’ı öldürdükten sonra işini bırakan ve daha sakin bir hayat yaşamayı seçen karakterimizin kapısı, bir gün eski patronu tarafından çalınır. Karakterimiz bu beklenmeyen ziyaretle birlikte Abu Ahmad’ın aslında ölmediğini ve yakında evlenecek olan erkek kardeşinin düğününe katılacağını öğrenir. Böylece Doron, yarım bıraktığı işi tamamlamak adına eski pozisyonuna geri döner ve olaylar gelişir.

Bu önemli dönüm noktası dizisi, avcılar ve avları arasındaki büyüleyici ilişkiyi ayrıntılı olarak ele alıyor. Seri, yırtıcılığın "kanına ve bağırsaklarına" odaklanmak yerine, avcıların yiyeceklerini yakalamak ve avlarını ölümden kaçmak için kullandıkları stratejilere eşi görülmemiş ayrıntılarla bakıyor. Sir David Attenborough anlatıyor.

Birçok madalyaya sahip eski bir keskin nişancı, başkanı hedef alan bir suikast planını engellemek üzere geri döner. Ancak kısa sürede kendini cinayetle suçlanırken bulur.

Tüm hayatını erkek olarak geçiren genç bir Joseon kadını, kraliyet sarayında harem ağası olur. Burada, veliaht prens ile aralarında bir bağ oluşmaya başlar.